BluTV’de yayınlanan ‘İlk ve Son’ dizisinde Özge Özpirinçci ile evli bir çifti canlandıran Salih Bademci, Hürriyet’e verdiği röportajda samimi açıklamalarda bulundu. İşte Salih Bademci’nin röportajından öne çıkan bölümler…
“JÖN OLMAK İSTEMEM”
Yıllardır sektörde olmasına rağmen jön olmak istemediğini söyleyen Salih Bademci, “Jön dediğimizde aklımızda canlanan şey var ya, o elbise bana dar geliyor. Gereklilikleri de var. Fiziksel ve psikolojik olarak özel yaşantına kadar pek çok açıdan kendini hazırlaman şart. Dert ya! Jön rollere mahkûm kalmış bir sürü erkek oyuncu da artık oralardan çıkıp başka senaryolar arıyor. Zengin erkek-fakir kız klişesinden onlar da kurtulmak istiyor” dedi.
“SEVİŞME SAHNELERİNİ ÇEKMEK KOLAY DEĞİLDİ”
Özge Özpirinçci ile başrolü paylaştığı ‘İlk ve Son’ dizisinde birçok sevişme sahnesi bulunan oyuncu, “O sahneler zor oldu mu?” sorusu üzerine şunları söyledi: “Kolay değildi. Senaryoyu görüp okuduğumda ‘Nasıl yapacağız’ dedim. Özge gibi bir partner, benim bu işte en büyük şansımdı. Bütün sahneleri gerçekten bir oyunmuşçasına çektik. Ama Özge de sete üç aylık hamile geldi. Fiziksel olarak dikkat etmemiz gereken şeyler de vardı. Ama o hamilelik bir yandan da uğurdu. Bu benim ‘challenge’ım (mücadele) aynı zamanda sanırım.”
“PARTNERLERİM HEP HAMİLE KALIYOR, TELLİ BABA GİBİ HİSSEDİYORUM”
Oynadığı birkaç partnerinin çekimlerde hamile olduğundan bahseden Bademci, “Ayça Bingöl’le oyuna başlamıştık, o dönem hamile kaldı. Eşim İmer’le oyuna başladık, tam o dönemde hamile kaldı. Bu sefer Özge’yle dizi yaparken o hamileydi. Kendimi artık Telli Baba gibi hissediyorum” ifadelerini kullandı.
“İLİŞKİLERDE ARIZAYA HER ZAMAN MUHTACIZ”
Yayınlanır yayınlanmaz büyük bir ses getiren İlk ve Son dizisinden bahseden oyuncu, sözlerine şöyle devam etti: “Hakikatli bir aşk hikayesi. Sloganı ‘İlkleri unutulmaz, sonları kaçınılmazdı’, çok güzel. Bu çağda ilişkilerde hepimizin yaşadığı, birbirini zehirlediği, değiştirdiği, dönüştürdüğü şeyleri anlatıyor. Gerçek bir ilişki hikayesi. Aşk ana temaları ama ‘Her zaman aşk yetiyor mu?’, bunu soruyor. Arızasız bir ilişki devam edemez. Mutlaka ilişkilerde küçük bir zehir olmak zorunda. İlişki o zehirle sürekli mücadele etmeli ki yaşadığını da hissetsin. Bu yüzden o arızaya her zaman muhtacız.”
Kaynak: Haber Global